Yeni Türkiye Devleti’nin idari yapılanmasına ilişkin 1921 ve 1924 anayasalarında bazı kararlar alınmıştır. 1923 yılında yönetim şekli olarak Cumhuriyet rejimi kabul edilmiştir. 1921 ve 1924 anayasalarında alınan kararlara göre ülke; iller, ilçeler, bucaklar ve köyler olarak yeni yönetim birimlerine ayrılmıştır. Bu yönetim birimlerinin başına getirilen, illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar, bucaklarda bucak müdürlerinin ataması merkezden gerçekleştirilmiştir. Atanan bu yöneticilerin yaptıkları her iş hükümetin onayına bağlı idi. Yapılan bu atamalar sayesinde yapılan inkılaplar ülke geneline daha çabuk yayılmıştır. Ülke genelinde vatandaşlara yapılan hizmetlerin ulaşması hızlandırılmıştır. Köy veya mahalle yönetiminde söz sahibi olan muhtarlar ise atama ile değil seçimle iş başına gelmektedirler.
Ne var ki bu barışçı tutumu engelleyebilecek Lozan Barış Anlaşması ’nda çözümü sonraya bırakılan sorular bulunmaktadır. Bu sorunlar, İngiltere ile Musul, Fransa ile Osmanlı borçları ve bunların tasfiyesi, Yunanistan ile etabli yeni yerleşikliğin tanımlanması sorunundan kaynaklanan anlaşmazlıklardır. Birinci Dünya Savaşı sonucu Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorlukları parçalanmışlar, Bu ülkelerdeki hanedanlar tarihe karışmıştır. Ayrıca Rusya’da siyasi rejim değişikliği sonucu Bolşevik yönetimi kurulmuştur. Türkiye Lozan Barış Anlaşması’ndan sonra dönemin büyük kabul edilen Batı devletlerine karşı, yansız bir politika izlemeye çalışmıştır. 1923-1930 arası dönemde Türkiye’nin dış politikasını etkileyen iki temel unsur bulunmaktadır. Birincisi, Avrupa’nın en güçlü devletleriyle sınır komşusu olmasıdır. Küzeydoğu da Sovyetler Birliği; güneyde İngiltere ve Fransa ile denetimindeki manda rejimleri dolayıyla ve Ege’de On iki Ada ile İtalyanlar’la sınır komşusu olmuştur.
Yorumlar
Yorum Gönder