Bir başka kürtçülük olayı da Milli Aşireti’nin ayaklanması oldu. Osmanlı Devleti Kürtlere karşı daima hoşgörülü davranmış ve devletin önemli mevkilerine bile getirmişti. Gerek Meşrutiyet döneminde gerekse B.M.M.’nin açılmasından sonra Meclis’e seçilmek hakları vardı. B.M.M.’ne katılan Yusuf Ziya Bey, Cibranlı Halit Bey’le dostluk kurdu. Halit Bey, Haziran 1920’de Kürt aşiretlerini, “birlik halinde bulunmadıkları için altı yüz yıldır Türk egemenliğinde yaşadıklarını şimdi kurtuluş gününün geldiğini ve silahlanarak harekete geçmeleri için kışkırtıyordu. Ankara’da kurulan Hükümet’in Padişah’ı tanımadığı ve bu Hükümet’in Yunanlılar tarafından ortadan kaldırılacağını yayıyordu. Bu yolda yapılan kışkırtmalar bazı aşiretleri etkiledi. Yüzyıllardır bir arada yaşayan, birbiriyle kültür ve kan bağı ile bağlı olan aynı soydan gelen bu yörenin halkı arasına da İngiliz etkisiyle kışkırtıcılık tohumları saçılıyordu. Bu propogandalardan etkilenen Milli Aşireti, güneydeki İtilaf Devletleri ile ilişki kurdular ve Fransızlar’ın Urfa’ya ikinci kez saldırdıkları sırada, fırsattan yararlanarak, ayaklanıp Siverek’e doğru yürüdüler. Fakat burada bulunan Beşinci Tümen 19 Haziran’da üzerlerine gidince, asiler Suriye’ye kaçtılar. Suriye’de yeterli derecede hazırlanan asiler 24 Ağustos’ta 3.000 atlı ve deveti, 1.000 yaya kuvvetle Viranşehir’e girdiler. B.M.M.’ne karşı harekete geçtiklerini ilan ettiler. Dersim ve Elazığ yöresindeki bütün aşiretlerin başı olduklarını iddiaya başladılar. Fakat bu yöredeki aşiretler bu iddiaları yalanladılar. “Din ve kan kardeşi” kabul edilen Türk ve Kürtlerin alın yazılarının aynı olduğunu, İngiliz ve Fransız parası ile sokulmak istenen düşmanlığın yıkılması için çalışacaklarını açıkladılar. Bu durumda Beşinci Tümen, Hükümete bağlı aşiretlerin de yardımıyla asileri ikinci kez yendi ve “Milli Aşireti” tekrar çöle kaçtı.
Ne var ki bu barışçı tutumu engelleyebilecek Lozan Barış Anlaşması ’nda çözümü sonraya bırakılan sorular bulunmaktadır. Bu sorunlar, İngiltere ile Musul, Fransa ile Osmanlı borçları ve bunların tasfiyesi, Yunanistan ile etabli yeni yerleşikliğin tanımlanması sorunundan kaynaklanan anlaşmazlıklardır. Birinci Dünya Savaşı sonucu Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorlukları parçalanmışlar, Bu ülkelerdeki hanedanlar tarihe karışmıştır. Ayrıca Rusya’da siyasi rejim değişikliği sonucu Bolşevik yönetimi kurulmuştur. Türkiye Lozan Barış Anlaşması’ndan sonra dönemin büyük kabul edilen Batı devletlerine karşı, yansız bir politika izlemeye çalışmıştır. 1923-1930 arası dönemde Türkiye’nin dış politikasını etkileyen iki temel unsur bulunmaktadır. Birincisi, Avrupa’nın en güçlü devletleriyle sınır komşusu olmasıdır. Küzeydoğu da Sovyetler Birliği; güneyde İngiltere ve Fransa ile denetimindeki manda rejimleri dolayıyla ve Ege’de On iki Ada ile İtalyanlar’la sınır komşusu olmuştur.
Yorumlar
Yorum Gönder