Mondros’tan sonraki gelişmeler incelendikten sonra, bu açıklanan çalışmaların hepsinden daha farklı bir hareket olarak ortaya çıkan Mustafa Kemal’in çalışmalarının ayrıca ele alınması gerekmektedir. Çünkü Mustafa Kemal Hareketi kurtuluş arayışlarının en son bileşkesini oluşturacaktı. Ülkenin ve başkentin içinde bulunduğu durumda, halkın gücüne dayanarak ulusal bir birlik yaratmaya yönelmek gerçekten cesur bir girişimdi. Çünkü işgallere karşı Ulusal Harekete girişildiğinde Müttefikler ülkenin bu birliği sağlamaya yarayacak bütün olanaklarını denetim altına almışlardı. Ancak Müttefik işgalinin olduğu her yerde işgal karşıtı halk direnişleri de başlamıştı ve Mustafa Kemal’in umudu da buydu.
Ne var ki bu barışçı tutumu engelleyebilecek Lozan Barış Anlaşması ’nda çözümü sonraya bırakılan sorular bulunmaktadır. Bu sorunlar, İngiltere ile Musul, Fransa ile Osmanlı borçları ve bunların tasfiyesi, Yunanistan ile etabli yeni yerleşikliğin tanımlanması sorunundan kaynaklanan anlaşmazlıklardır. Birinci Dünya Savaşı sonucu Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorlukları parçalanmışlar, Bu ülkelerdeki hanedanlar tarihe karışmıştır. Ayrıca Rusya’da siyasi rejim değişikliği sonucu Bolşevik yönetimi kurulmuştur. Türkiye Lozan Barış Anlaşması’ndan sonra dönemin büyük kabul edilen Batı devletlerine karşı, yansız bir politika izlemeye çalışmıştır. 1923-1930 arası dönemde Türkiye’nin dış politikasını etkileyen iki temel unsur bulunmaktadır. Birincisi, Avrupa’nın en güçlü devletleriyle sınır komşusu olmasıdır. Küzeydoğu da Sovyetler Birliği; güneyde İngiltere ve Fransa ile denetimindeki manda rejimleri dolayıyla ve Ege’de On iki Ada ile İtalyanlar’la sınır komşusu olmuştur.
Yorumlar
Yorum Gönder