Trabzon Bölgesinin Ermeni ve Rumlara karşı savunulmasında en etkili örgüt Şubat 1919’da kurulan Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'dir. Barutçuoğlu Ahmet Bey’in başkanlığında çalışan bu Cemiyet Trabzon ve çevresinin eskiden beri Osmanlı Devleti’ne bağlı olduğunu ve bundan sonra da ulusal hakların korunacağını savunmaktaydı. Cemiyet Bölgenin sosyal, kültürel ve coğrafi bakımlardan Türk olduğunu kanıtlamak için raporlar yayınlamakta ve “İstikbal” adında bir gazete çıkarmaktaydı. Giresun ve Ordu şubelerini açarak amacı doğrultusunda yayın ve çalışmalarını sürdüren Cemiyet 5 kişilik bir barış heyeti oluşturup gerekli ilişkileri kurmak üzere İstanbul ve Paris’e göndermek istemiş, fakat bu heyet Paris’e ulaşamamıştı. Muhafaza-i Hukuk Cemiyeti 23 Şubat 1919’da genel kurulunu yaparak bazı ilkeler belirlemiş, İzmir’in işgali üzerine de geniş bir örgütlenmenin gerekli olduğuna karar verip Vilayat-ı Şarkıye-i Müdafaa-i Milliye Cemiyeti’nin çağrısı üzerine Doğu illerinden gelecek delegelerle toplanacak olan Erzurum Kongresine ve Kongre öncesindeki hazırlık çalışmalarına katılmaya karar vermişti. Böylece bu örgütün ulusal birliğin oluşmasında katkısı büyük olmuştu.
Türkler İslamiyeti kabul etmeden önce kendi milli alfabeleri olan Orhun ve Uygur alfabelerini kullanmışlardı. İslamiyeti kabul etmelerinden sonra ise Arap harflerini benimsediler. Ancak bu harfler Türkçenin yapısına uymuyordu. Arap harflerinin öğrenilmesi ve yazılması oldukça zordu. Bu yüzden, halkın büyük çoğunluğu okuma yazma bilmiyordu. Cumhuriyet döneminde ele alınan önemli konulardan biri de harfler konusu oldu. 1927 yılında Maarif Vekaleti, harfler konusunda incelemelerde bulundu. Aynı yıl çıkarılan posta pullarında Türk Postaları kelimeleri Latin harfleriyle yazıldı. 1928’de Maarif Vekaletinde bir alfabe komisyonu kuruldu. Komisyon, Arap harfleri yerine Latin harflerine dayalı Türk alfabesini hazırlamaya başladı. Bu konu ile yakından ilgilenen Mustafa Kemal Paşa’nın çabaları sonucu Türk alfabesine son şekli verildi. Mustafa Kemal Paşa, yeni Türk harflerinin kabul edilmesi konusunu, 9 Ağustos 1928’de İstanbul Sarayburnu’nda halka şu sözlerle bildirdi: “Arkadaşlar, zengin dil...
cok kısa bu uzunu yokmu acaba?
YanıtlaSilsüper allah var herkez girmesini isterrim sevglermle by :)
YanıtlaSilGüzel ama keşke uzun olsaydi
YanıtlaSil