Ana içeriğe atla

Birinci İnönü Savaşı ve Sonuçları

15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’e çıkan Yunan ordusu az zamanda Batı Anadolu’da birçok şehir ve kasabaları almayı başarmıştı. İşgal hareketi karşısında kurulan Kuvayi Milliye örgütleri düşmanın ilerlemesine engel olamamış, fakat bir hayli hırpalayıp, oyalamağı başarmıştı. Yunan ileri; hareketi 3 Kasım 1919’da müttefiklerin de katılmasiyle kararlaştırılan Milne Hattı’nda durmuştu.

Milen hattında duran Yunan ordusu 22 Haziran 1920’de saldırıya geçerek iki koldan ilerlemeğe başladı. Gayeleri, Büyük Millet Meclisi Ordularını yenerek Ankara’ya kadar olan yerleri almaktı. Yunan saldırısı Ayvalık’a kadar olan cephe üzerinde sürüyordu. Bu geniş cephedeki kuvvetlerimiz pek zayıftı. Millî Kuvvetler ancak çete savaşları yapabilecek kabiliyette idiler. Türk Ordusu henüz kuruluş halinde idi. Düşmanın Kuzey kolu kolaylıkla ilerleyerek Balıkesir ve Karacabey’e girdi. Mudanya ve Bandırma’ya asker çıkaran İngilizlerin yardımıyla de Bursa’yı işgal etti. Doğu yönünde ilerleyen Yunan kuvvetleri ise Salihli, Alaşehir ve Uşak’ı aldılar. Aydın’dan ilerleyen bir Yunan kolu da Nazilli’ye kadar geldi.

Yunanlılar 22 Hazirandan, 29 Ağustosa kadar Milen hattından Bursa - Uşak hattına kadar ilerlemiş; Türk kuvvetleri de Eskişehir ve Dumlupınar’a çekilmişti.

Yunan ordusu Anadolu’da Batı Cephesinde yaptığı umumî saldırıda başarı sağladıktan sonra, Trakya’yı işgale başladı. 20 Temmuz 1924’de Bandırma’dan gemilere bindirilen Yunan kuvvetleri Tekirdağ’a çıktılar. Aynı gün Çorlu’yu aldılar. General Cafer Tayyar idaresindeki kuvvetleri yenerek Kırklareli ve Edirne’yi işgal ettiler.

Yunanlıların bu başarısını fırsat bilen İngilizler, Ferit Paşa Kabinesine Sevr Antlaşmasını imza ettirmişlerdi.

Yunan saldırısı ile Batı Cephesinin bozulması, Türk halkı arasında ve Büyük Millet Meclisinde derin bir acı ve büyük bir heyecan uyandırdı. Bilhassa Büyük Millet Meclisinde pek şiddetli tartışmalara yol açtı. Ancak Mustafa Kemal’in inandırıcı açıklaması Mecliste yatışmayı sağlayabildi.

Yunanlılar, Bursa ve Uşak bölgelerinden Eskişehir ve Afyon yönlerinde 6 Ocak 1921’de ileri harekata geçtiler. Yunan harekatı üç koldan ilerleyerek İnönü önünde birleşiyordu. Yunanlılar, 3 günlük yürüyüşten sonra 9 Ocak günü İnönü mevzilerinin önüne gelmişlerdi. Asıl savaş 10 Ocak günü sabah saat 6.30’da Yunanlıların taarruza geçmesi ile başladı. Saldırısı kırılan düşmana karşı savaş 10 Ocak 1921’de kazanıldı.

Savaşın İnönü bölgesinde yapılması bir rastlantı değildi. İnönü savaşlarının zamanını Yunanlılar, fakat savaş alanını Türkler seçmişlerdi. Türk ordusunun savunma planına göre, Bursa ve Kocaeli yönünden gelecek bir düşman taarruzu İnönü’de karşılanacaktı. 11 Ocak 1921’de o güne kadar fazla kayıp vermiş ve çok hırpalanmış olan düşman, daha fazla ilerlemeye kendisinde kudret göremeyerek, tekrar Bursa civarındaki eski konumlarına çekilmek zorunda kaldı.

Birinci İnönü Zaferi sonunda Albay İsmet Bey,1 Mart 1921’de generalliğe yükseltildi. Kazanılan bu zaferin tarihi önemi, Batı Cephesi’nde kazanılan ilk zafer oluşu ve Sevr’i uygulamak isteyenlere ulusal örgütün gücünü göstermesidir. Ayrıca daha önce değinildiği gibi  Birinci İnönü Savaşı'yla Kuva-yı Milliye dönemi son bulmuş, Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin ve ordusunun içerde ve dışarıda saygınlığı birden yükselmiş, ordunun ve Meclis’in otoritesi artmıştır.

Yorumlar

  1. cok saol cokteşşkurr edrimm

    YanıtlaSil
  2. durmuş ali yemek9 Nisan 2010 16:49

    Çok güzel olmuş, teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Çok teşekkür ederim. Çok işime yaradı, saolun.

    YanıtlaSil
  4. saolun ya cok tsk ederım

    YanıtlaSil
  5. Birinci İnönü Savaşı ve Sonuçları...

    15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’e çıkan Yunan ordusu az zamanda Batı Anadolu’da birçok şehir ve kasabaları almayı başarmıştı. İşgal hareketi karşısında kurulan Kuvayi Milliye örgütleri düşmanın ilerlemesine engel olamamış, fakat bir hayli hırpalayıp, oya...

    YanıtlaSil
  6. Birinci İnönü Savaşı ve Sonuçları | İnkılap Tarihi...

    15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’e çıkan Yunan ordusu az zamanda Batı Anadolu’da birçok şehir ve kasabaları almayı başarmıştı. İşgal hareketi karşısında kurulan Kuvayi Milliye örgütleri düşmanın ilerlemesine engel olamamış, fakat bir hayli hırpalayıp, oya...

    YanıtlaSil
  7. Birinci İnönü Savaşı ve Sonuçları...

    15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’e çıkan Yunan ordusu az zamanda Batı Anadolu’da birçok şehir ve kasabaları almayı başarmıştı. İşgal hareketi karşısında kurulan Kuvayi Milliye örgütleri düşmanın ilerlemesine engel olamamış, fakat bir hayli hırpalayıp, oya...

    YanıtlaSil
  8. Birinci İnönü Savaşı ve Sonuçları...

    15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’e çıkan Yunan ordusu az zamanda Batı Anadolu’da birçok şehir ve kasabaları almayı başarmıştı. İşgal hareketi karşısında kurulan Kuvayi Milliye örgütleri düşmanın ilerlemesine engel olamamış, fakat bir hayli hırpalayıp, oya...

    YanıtlaSil
  9. Birinci İnönü Savaşı ve Sonuçları...

    15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’e çıkan Yunan ordusu az zamanda Batı Anadolu’da birçok şehir ve kasabaları almayı başarmıştı. İşgal hareketi karşısında kurulan Kuvayi Milliye örgütleri düşmanın ilerlemesine engel olamamış, fakat bir hayli hırpalayıp, oya...

    YanıtlaSil
  10. saol cok işime yaradı valla

    YanıtlaSil
  11. çok ama çok teşekkür ederim bunca zamandır bulamıyordum hayatımı kurtardınız yoksa sözlüden sıfır alabilirdim çok teşekkür ediyorum tekrar teşekkür ediyorum sizleri çok ama çok seviyorum ama keşke bu yukarıdakilere göstermeseydiniz o yü<zden bu siteye hayatta hiç girmiyeceğim arjkadaşlarıma bu siteyi değil vikipedia yı tercih etmelerini söyleyeceğim çok yazık size hele hele şu üsttekilere gerçek tende k omik değil arkadaşlar hiç by değil

    YanıtlaSil
  12. Çok sağolun ya, çok işime yaradı.

    YanıtlaSil
  13. Çok saOLLunn O kadaR LazıMMdıKİİ YANi ANlatamam yaNii

    YanıtlaSil
  14. saolun işime yaramadı

    YanıtlaSil
  15. çok saolun ama daha kısası yokmuydu ?

    YanıtlaSil
  16. çok teşekürler ödevimi yapabildim

    YanıtlaSil
  17. sosyal ödevimdi araştırma

    YanıtlaSil
  18. Londra konferansı hangi olay sonrasında toplanmıştır ??
    Cevaplarsanız sewinirim:)

    YanıtlaSil
  19. Allah razı olsun performanstan 100 aldım :)

    YanıtlaSil
  20. arkadaşlar kim yazdıysa saolun teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  21. çok sağolunn ara ara en iyisini bu buldum (:

    YanıtlaSil
  22. Bursa orhangazi28 Aralık 2011 21:36

    Performanstan 100 aldım.

    YanıtlaSil
  23. OGUZHAN AKDAŞ16 Şubat 2012 16:59

    saoglun çok yardımcı oldu

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Barışı’nından Sonraya Kalan Sorunlar

Ne var ki bu barışçı tutumu engelleyebilecek Lozan Barış Anlaşması ’nda çözümü sonraya bırakılan sorular bulunmaktadır. Bu sorunlar, İngiltere ile Musul, Fransa ile Osmanlı borçları ve bunların tasfiyesi, Yunanistan ile etabli yeni yerleşikliğin tanımlanması sorunundan kaynaklanan anlaşmazlıklardır. Birinci Dünya Savaşı sonucu Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorlukları parçalanmışlar, Bu ülkelerdeki hanedanlar tarihe karışmıştır. Ayrıca Rusya’da siyasi rejim değişikliği sonucu Bolşevik yönetimi kurulmuştur. Türkiye Lozan Barış Anlaşması’ndan sonra dönemin büyük kabul edilen Batı devletlerine karşı, yansız bir politika izlemeye çalışmıştır. 1923-1930 arası dönemde Türkiye’nin dış politikasını etkileyen iki temel unsur bulunmaktadır. Birincisi, Avrupa’nın en güçlü devletleriyle sınır komşusu olmasıdır. Küzeydoğu da Sovyetler Birliği; güneyde İngiltere ve Fransa ile  denetimindeki manda rejimleri dolayıyla ve Ege’de On iki Ada ile İtalyanlar’la sınır komşusu olmuştur.

Soyadı Kanunu

Toplumsal alanda eşitliği sağlamak ve bireyin kişisel ve toplumsal kimliğini belirlenmesini, çizilen ulusal kimlik çerçevesinde özgür yurttaşın yaratılması hedefiyle herkesi tanımlayan bir soy adı vermek için  24 Kasım 1934 tarihinde Soyadı Kanunu çıkarılmıştır.Yasanın üçüncü maddesine göre rütbe memuriyet, aşiret isimleri, ayrıcalık sağlayan niteleyici sıfatlar, yabancı ırk ve ulus isimleri, gülünç ve genel ahlak kurallarına uymayan lakaplar soyadı olarak alınamayacaktı. TBMM’nin, çağdaşlaşma siyasetine uygun olarak çıkardığı, feodalizme, gericiliğe ve aşiret hayatına son verip, ulusal değerlere bağlı bir toplum yaratmayı amaçlayan önemli yasalardan biridir. Soyadı Yasasını bütünleyen, aynı yıl içinde TBMM’nin çıkardığı diğer bir yasa ile “Ağa, Hacı, Hoca, Hafız, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Hanım, Hanımefendi, Paşa ve Hazretleri”   unvanlarının kullanılması yasaklanmıştır. Çünkü bu unvanlar sıradan insanlar için değil toplum üzerinde nüfuzlu kişiler tarafından kull...

Laik Devletin Özellikleri

Laiklik ve demokrasi, birbirinden farklı ama aynı amaca yönelen ve birbirini besleyen iki önemli kavramdır. Bu kavramların birleşme noktaları öncelikle egemenlik kavramıyla ilgilidir. Egemenliğin kimin elinde olduğu burada en önemli sorundur. Egemenlik Tanrı’nın ya da “yeryüzündeki gölgeleri”nin mi, yoksa halkın, milletin midir? Burada öne çıkan sorun, kim adına iktidar yarışına girildiği ve iktidar yetkilerinin nasıl kullanılmakta olduğudur. Egemenliğin Tanrı adına kullanıldığı sistemler teokrasi, halk-milletin elinde olduğu sistemler ise demokrasi olarak adlandırılır. Böylece, “Hakimiyet Allah’ındır” ile “Egemenlik Milletindir” ilkeleri arasında aynı zamanda demokratik, anti-demokratik zıtlığı vardır. Laik devlet için diğer bir belirleyici de hukuk kurallarını kimin koyduğu ve kaynağının ne olduğudur. Hukuk kuralları dine dayandırılıyorsa, bunlar kutsaldır, değişmezdir ve hatta tartışılmazdır. Böyle devletler teokratiktir. Hukuk kurallarını halk ya da millet egemenliğini ya da bunla...