Ana içeriğe atla

Sadabat Paktı

2 Ekim 1935’te Türkiye, Irak ve İran temsilcileri bir araya gelerek üçlü bir anlaşma imzalamışlardır. Bu üçlü anlaşmaya daha sonra Afganistan’da katılmıştır. Ancak Cenevre’de temelleri atılan bu Doğu Paktı’nın gerçekleşmesi bazı nedenlerden dolayı uzun sürmüştür. Bu üçlü paktın Cenevre’de parafe edildiği Ekim 1935 ile Temmuz 1937’de Tahran’da imzalanan Sadabat Paktı arasında iki yıl geçmiştir.

Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında 8 Temmuz 1937’de Dörtlü Pakt Tahran’da Sadabat sarayında imzaladı. Sadabat Paktı beş yıl için imzalanmıştır. Paktın maddelerine göre; Pakta üye devletler bir diğer üye devletin içişlerine karışmayacaktır, sınırların dokunulmazlığı ve güvenliğine sadık kalınacaktır; ortak çıkarları ilgilendiren uluslararası konularda fikir alışverişinde bulunulacaklardır, taraflar birbirlerine karış saldırı hareketinde bulunmayacaklar; saldırı hedefini güden bir kombinezona girmeyeceklerdir; uyuşmazlıklar Milletler Cemiyeti’ne götürülecek; Briand-Kellogg Paktına uyulacaktır.

Sadabat Paktı, İkinci Dünya Savaşı sırasında İran’ın İngiltere ve Sovyetler Birliği tarafından işgal edilmesi üzerine işlerliğini kaybetmiştir.

Yorumlar

  1. MEHMET MUHTAR HEMŞİNLİOĞLU16 Ekim 2009 04:40

    SİYASAL TARİH ÜZERİNE BAZI BİLİMSEL ÇALIŞMALARIM

    Yazan:Yazar.Şair.MEHMET HEMŞİNLİOĞLU

    Avrupa Siyasal tarih tarihi medeniyet tarihininde önemli bir bölümüdür.Özellikle avrupa "1648 sistemi dünyanın dengesini değiştirmiştir.Siyasi tarihte olaylar neden sonuç bağlamında anlatılır.

    Uluslararası sistemi anlamak değişen dünyanın koşullarını öğrenciye açıklamak önem arz eder.mesela sovyetlerin dağılması globalleşme gibi kavramlar siyasi tarihin içindedir.Dünya savaşları dünya tarihinde sadece insan kayıplarını değil ekonomik de kayıplara uğratmıştır.Almanya mesela bu dönemde çok borca girmiştir.1920 lerde.

    İngilterede her ne kadar I.Dünya savaşını kazansada ekonomik ve askeri büyük kayıp vermiştir.İngilitere ada devletidir.Güneş batmayan imparatorluktur.

    Denizlerde 19.yüzyılda İngilterenin denizlerde ki üstünlüğü tatışılmazdır.Bu konu üzerine çok kitap yazıldı çizildi Bende siyasi tarih kitabımında I.Dünya savaşı nedenleri üzerinde durdum.Emperyalizm konusuda siyasi tarihte önemlidir.

    Uluslarrası hukukta mesela 1940 dan sonra değişim göstermiştir.Cenevre sözleşmesini biz bir değişim milat olarak kabul ederiz.Komun sistemi dünyada yerini capital sistem yani sermayeye dayalı sistem kurulmuştur.

    Avrupa Askeri ceza hukukunda efendim değişme vardır.Leninin sitemide mesela 90 lar balına kadar kabul ediliyordu.Globalleşmeyle beraber bu sistemde tutunamadı.

    Çin bile dışa açıldı.Siyasl tarih içerisinde Mesela rusyada kurulmuş 1920 lerde kokozlar vardı yani devlet eliyle kurulan çiftlikler vardı.Bunlarda başarısız oldu.Özellikle son dönem siyasi tarihi ile yapılan çalışmalar geçmiş çalışmalarda kıyaslandığında günümüzde yetersizdir.

    Saygılar
    Yazar.Şair.Gazateci MEHMET MUHTAR HEMŞİNLİOĞLU

    YanıtlaSil
  2. ben bunun sayesin de geçer im yha))))):.....................))))

    YanıtlaSil
  3. güzel açıklama

    YanıtlaSil
  4. gerçekten çok işime yaradı XD

    YanıtlaSil
  5. güzel bilgi için saol

    YanıtlaSil
  6. elinize sağlık ..

    YanıtlaSil
  7. saolun gerçektenn işime yaradıı :)))

    YanıtlaSil
  8. saolun çok tyardımcı oldunuz hizmetlerinizden dolayı teşekkürlerimi sunarım

    YanıtlaSil
  9. Çok Teşekkür ederim sağolun.

    YanıtlaSil
  10. Yarın Sosyal yazılımız var son olarak.Ve bende bunu bilmiyordum

    YanıtlaSil
  11. Ne kadar işime yarar bilmiyorum ama teşekkürler .

    YanıtlaSil
  12. vay anasını hoca bize bunla ilgili tiyatro istedi ya

    YanıtlaSil
  13. tamam da bu konu ile ilgili bir senaryoyu nerede bulabilirim

    YanıtlaSil
  14. aradıgımız bılgıyı bulamıyoruz

    YanıtlaSil
  15. teşekkürler

    YanıtlaSil
  16. güzelmiş saolun

    YanıtlaSil
  17. Gerçekten çok teşekkür ederim.
    İnkılap performans ödevi yapıyorum ve öğretmenimiz zor beğenen biri.
    Her yerde çok kısa ya da çok uzun biligler çıkıyordu. Ne yapacağımı şaşırdım.
    Bu çok çok çok fazla işime yaradı. Bunu yazan kimse Allah bin kere razı olsun. Allah ne muradınız varsa versin.

    YanıtlaSil
  18. babakıllıcoğ23 Mayıs 2011 12:22

    nedense benim işime birazcık yaradı başarısızlık nedenleri diyorum çıkmıyo

    YanıtlaSil
  19. Gerçekten benim de çok işime yaradı, sağolun.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Barışı’nından Sonraya Kalan Sorunlar

Ne var ki bu barışçı tutumu engelleyebilecek Lozan Barış Anlaşması ’nda çözümü sonraya bırakılan sorular bulunmaktadır. Bu sorunlar, İngiltere ile Musul, Fransa ile Osmanlı borçları ve bunların tasfiyesi, Yunanistan ile etabli yeni yerleşikliğin tanımlanması sorunundan kaynaklanan anlaşmazlıklardır. Birinci Dünya Savaşı sonucu Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorlukları parçalanmışlar, Bu ülkelerdeki hanedanlar tarihe karışmıştır. Ayrıca Rusya’da siyasi rejim değişikliği sonucu Bolşevik yönetimi kurulmuştur. Türkiye Lozan Barış Anlaşması’ndan sonra dönemin büyük kabul edilen Batı devletlerine karşı, yansız bir politika izlemeye çalışmıştır. 1923-1930 arası dönemde Türkiye’nin dış politikasını etkileyen iki temel unsur bulunmaktadır. Birincisi, Avrupa’nın en güçlü devletleriyle sınır komşusu olmasıdır. Küzeydoğu da Sovyetler Birliği; güneyde İngiltere ve Fransa ile  denetimindeki manda rejimleri dolayıyla ve Ege’de On iki Ada ile İtalyanlar’la sınır komşusu olmuştur.

Soyadı Kanunu

Toplumsal alanda eşitliği sağlamak ve bireyin kişisel ve toplumsal kimliğini belirlenmesini, çizilen ulusal kimlik çerçevesinde özgür yurttaşın yaratılması hedefiyle herkesi tanımlayan bir soy adı vermek için  24 Kasım 1934 tarihinde Soyadı Kanunu çıkarılmıştır.Yasanın üçüncü maddesine göre rütbe memuriyet, aşiret isimleri, ayrıcalık sağlayan niteleyici sıfatlar, yabancı ırk ve ulus isimleri, gülünç ve genel ahlak kurallarına uymayan lakaplar soyadı olarak alınamayacaktı. TBMM’nin, çağdaşlaşma siyasetine uygun olarak çıkardığı, feodalizme, gericiliğe ve aşiret hayatına son verip, ulusal değerlere bağlı bir toplum yaratmayı amaçlayan önemli yasalardan biridir. Soyadı Yasasını bütünleyen, aynı yıl içinde TBMM’nin çıkardığı diğer bir yasa ile “Ağa, Hacı, Hoca, Hafız, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Hanım, Hanımefendi, Paşa ve Hazretleri”   unvanlarının kullanılması yasaklanmıştır. Çünkü bu unvanlar sıradan insanlar için değil toplum üzerinde nüfuzlu kişiler tarafından kull...

Laik Devletin Özellikleri

Laiklik ve demokrasi, birbirinden farklı ama aynı amaca yönelen ve birbirini besleyen iki önemli kavramdır. Bu kavramların birleşme noktaları öncelikle egemenlik kavramıyla ilgilidir. Egemenliğin kimin elinde olduğu burada en önemli sorundur. Egemenlik Tanrı’nın ya da “yeryüzündeki gölgeleri”nin mi, yoksa halkın, milletin midir? Burada öne çıkan sorun, kim adına iktidar yarışına girildiği ve iktidar yetkilerinin nasıl kullanılmakta olduğudur. Egemenliğin Tanrı adına kullanıldığı sistemler teokrasi, halk-milletin elinde olduğu sistemler ise demokrasi olarak adlandırılır. Böylece, “Hakimiyet Allah’ındır” ile “Egemenlik Milletindir” ilkeleri arasında aynı zamanda demokratik, anti-demokratik zıtlığı vardır. Laik devlet için diğer bir belirleyici de hukuk kurallarını kimin koyduğu ve kaynağının ne olduğudur. Hukuk kuralları dine dayandırılıyorsa, bunlar kutsaldır, değişmezdir ve hatta tartışılmazdır. Böyle devletler teokratiktir. Hukuk kurallarını halk ya da millet egemenliğini ya da bunla...